AABF kamoyu açıklaması!

0
1161

28.12.2018’da Alevilik Kazandı, Bir Olmak, İri Olmak, Diri Olmak, Can Olmak Kazandı!

Avusturya ABF olarak 10 yıllık bir mücadeleden sonra, bize kendimizi sözlü ifade etmek üzere bir duruşma olanağı sunuldu. 28 Aralık 2018’de Viyana’da gerçekleşmiş olan bu duruşmaya destek sunmak üzere Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) bileşenlerinden ve yönetiçilerinden gelmiş olan canlarımız Bülent Ant, Erdal Kılıçkaya, M.Ali Çankaya, İsrafil Erbil, Süleyman Akgüc, Nusrettin Caner, Cem Bitnel, Aziz Aslandemir, Ufuk Çakır, Frankfurt AKM yönetim ve üyelerine, Köln ve cevresinden gelen ismini sayamadığımız yurt dışından destek amaçlı gelnen tüm canlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunarız!
Bu süre içinde değerli canlarımız Yılmaz Kahraman, Hüseyin Ağuiçenoğlu ve Dertli Divani babamıza ayrıca sonsuz müteşekkiriz! AABF bileşenlerin değerli yöneticileri ve değerli üyelerimiz ani bir şekilde öğrenmiş olduğumuz bu mahkeme tarihine, bütün işlerini bırakıp gelen tüm canlarımızın gösterdikleri özveri ve sağduyunun değeri biçilemez! Mahkeme binasının önünde yüzlerce canımız soğuğa aldırış etmeden, kararı beklediler! Eksik olmayın canlar!
Bu dava bizim! Ve emin olun, sizlerin davanıza sahip çıkmanız, hakime hanım’da önemli bir etki bıraktı. Topladığımız destek ve üye imzalarını Din İşleri Dairesi etkisizleştirmeye çalışırken bizler hakime bayan Rath’a “Kapıda yüzlerce Alevi Canımız 10 yıldır bu mahkeme kararını beklemektedir. Eğer dilerseniz, hepsi şimdi şu an buraya gelip, imza ve nüfus bilgilerini tekrar verebilirler!” dedik ve bayan Rath ikna oldu. Nitekim, toplanılan imzalar Avusturya Din Yasasının gereğince toplanılmıştır. Bizler buradan da anladık ki Avusturya Din İşleri Dairesi bizim önümüzü kesmek için siyasi bir çaba içerisindedir. Yine aynı siyasi çabayı biz “Hacı Bektaş Veli Dergahı’ndan bizi desteklediğini beyan eden mühürlü bir beyanımız vardır” dediğimiz zaman gözlemleyebildik. Burada da Din İşleri Dairesi müsteşarı bu belgenin resmiyeti ile ilgili şüphe duyduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tastikinin olup olmadığının soruşturulması gerektiğini ifade etti. Bizim buna yanıtımız net oldu: “Türkiye’de baskılara maruz kalmış ve de ne inancı, ne ibadethaneleri nede varlığı kabul edilmemiş bir inanç toplumunun, bu devlet tarafından nasıl bir tastik ve onay bekliyorsunuz?!” diye kararlı bir şekilde sorduk ve Din İşleri Dairesinin bu gafını geri püskürttük. Bizlerin vurguladığı bir başla önemli nokta ise şu an İslam-Alevi İnanç Toplumu’nun düzenlediği İslam-Alevi din dersi müfredatı ile ilgiliydi. İslam-Alevi din dersi müfredatı Alevi İnancını Kur’an ayetlerine bağlayarak ve orayı baz alarak tanımlıyor. Oysa ki bizim inancımız İslam’a sığmaz! Bu noktada Avusturya Din Dairesi ‘hiçbir başka grubun herhangi bir inanç toplumunun inanç içeriği ile ilgili bir yorum ve eleştiri yapamayacağını’ ifade etti. Bunu yaparken bir yandan aslında satır arasında bizlerin pekala farklı bir Alevilik inanç anlayışına sahip olduğumuzu kabul eden bu müsteşara biz şu soruyu yönelttik: “Peki, sizin Aleviliği Avusturya İslam Yasasına sıkıştırma hakkınız varmı?” Bu bağlamda on yıldır süregelen bu dava sonucunda bir nesilin daha Alevilik inanç bilgi ve eğitiminden mahrum kaldığının da altını çizdik.
Sonuç itibariyle, hakime hanıma yeni ek dosya ve bu bilgileri de sunarak, mahkemenin 4 Ocak 2019 tarihine ertelenmesi kararını elde ettik. Bizim açımızdan bu olumlu bir sonuç. Bugün bu duruşmadan olumsuz bir kararda çıkabilirdi, ancak bizlerin ifadeleri, topladığımız imzalar ve özellikle de, Alevi can ve yoldaşlarımızın mahkeme binasının önünde gösterdikleri kararlılık, bizim bu erteleme kararını almamıza büyük etkide oldu.
Bizler yüzyılların tekçi, imhacı ve katliamcı Osmanlı İmparatorluğuna vede Türkiye Cumhuriyetinin ittihatçı, ırkçı ve yine katliamcı rejimlerine boyun eğmemiş bir tarihin evlatlarıyız! Aynı direniş ruhunu ve kararlı mücadelesini hep birlikte ve dayanışma içinde Avusturya’da da sürdürmeye ant içtiğimizi ve bunun başka bir yolunun olmadığını hakime hanıma ve protokole karşı da tekrar vurguladık!
Siz değerli canlarımıza önemli bir çağrıda bulunmak istiyoruz; zor bir süreçten geçiyoruz. Ancak hepimizde biliyoruz ki, bizim tarihimiz sürgünler ve katliamlar tarihidir. Bizim atalarımız bu bayrağı bizlere teslim etti ve bizler adalet yerini bulana kadar mücadele etmeye, onurumuzu ve kişiliğimizi korumaya mecburuz.

Yolumuz Hak Yoludur! Dinimiz Sevgidir Bizim! İnsan-ı Kamil Olmak Muradımızdır Bizim! Dört Kapı Kırk Makamdan Geçmek, Pişip Can Olmak Erdemimizdir Bizim! Canlar mücadeleye devam. Bu dava bizim!
Viyana, 28.12.2018
Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu adina
Özgür Turak
AABF Genelbaşkanı