Diyanet cemevinde ne arar?

0
1176
Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğunu kabul etmeyen Diyanet, nüfusun yüzde doksanın Alevi olduğu Dersim’deki cemevinde ne arar?

Dinin devlet tekelinde kurumsallaşmasına, zorunlu din eğitimleri ve din okulları aracılığı ile eğitimin dinselleştirilmesine karşı demokratik, laik ve bilimsel eğitim savunan, din, vicdan ve inanç özgürlüğünü, hukukun evrensel değer ve ilkelerine göre kurumsallaşmasını talep eden Alevilere karşı, “Kur’an ve sünnet çizgisinden, Kur’an ve sünnet birlikteliğinden asla taviz vermeyeceğiz” diyerek yeni eğitim öğretim yılıyla ilgili fetva veren Diyanet sizce cemevindeki Alevilerden ne ister?

Diyanet’in Başkanı Ali Erbaş’ın, Dersim’de cemevi ziyareti, Alevilerin asimilasyonu ve Aleviliği ise Diyanetin tekelindeki din anlayışı ile homojenleştirme çabasından başka bir niyet taşımadığını, yıllardır inşa etmeye çalıştığı “Alevilik bir inanç değil, folklorik unsurdur, Cem ibadet değil, zikirdir, cemevi ise ibadet yeri değil, zikir evi” gibi, Aleviliği bir diğer İslamcı tarikatlar ve cemaatlere benzetme algısına hizmet ettiği bilinir.

DİB Başkanı, başka şehirler de değilde, neden özellikle Dersim’de, gri pasaportlu iktidar yanlısı dedeleri ve cemevi üzerinden de bu algıyı inşa ettiği ve pekiştirmek istediği de sır değildir.

AKP’nin özellikle, dedelerin ve Alevi ocaklarının yoğun olduğu Dersim üzerinden bu algıyı inşa etme çabası ilginçtir. 2009’da Abdullah Gül Cumhurbaşkanı, 2014’te Ahmet Davutoğlu Başbakan, 2018’de AKP delegasyon olarak, Dersim Cemevi’ni ziyaret etmeleri bir tesadüf değildir?

Bugüne kadar hiçbir Cemevi’ne uğramamışların “cemevini ilk kez ziyaret ediyorum” demeleri ve ardından da “Aynı düşünceye, aynı inanca sahibiz. Kıblemiz, kitabımız, peygamberimiz bir. Ehlibeyt sevgisi noktasında hiçbir farkımız yok” ezberileri de değişmez.

Oysa Alevilerin ısrarla “bizim inancımız farklı. Biz Cem’deyiz, Cemevi’ndeyiz, Ana ve dedenin yol rehberliğinde, kadın, erkek, genç, çocuk, semahımızla, bağlamamızla, deyişimizle, gülbenglerimizle, 12 hizmetimizle, Hak, Muhammed, Ali sevgisiyle, kalbimizi sevgiyle, aklımızı bilgi ile yolumuzu aşk ile aydınlatan çerağlarımızı uyandırdığımız, hak lokmalarımızı eşit ve kardeşçe paylaştığımız, şekilcilikten uzak, önce insan, önce sevgi, önce muhabbet, önce paylaşım, önce Hak dediğimiz hak meydanında Cem ibadetinin yapıldığı ibadet yerimiz olan cemevinde muhabbetindeyiz,” dedikleri inancı yok sayanların, Alevilerin farklı olduğu gerçeğini tanımak, farklı ama bir arada, eşit koşullarda, eşit haklarla, barış içinde ve laik bir düzende kardeşçe yaşamaya uzak dururlar.

Çünkü siyasal İslamcılık ve Diyanet laikliğin kurumsallaşmasını, laik yaşamı ve laik düzeni savunanları sevmez. Laikliği savunan Alevileri de “ateist, Alisiz Aleviler” diyerek itibarsızlaştırmak için her türlü kara propagandayı medyalarında, fetvalarında, siyasal İslamcı demeçlerinden eksik etmezler.

Alevileri kendilerine özgü inançsal kimliklerinin tanınması talebini ise, hukuk dışı yaklaşımlarla teolojik düzeye çekerek, Aleviliği tanımlama dayatmasına girişirler.

Aleviliğin, diyanetin din anlayışı ile taban tabana zıt olduğu gerçeğinin üstünü örtmek için Şeyhülislamcı aklı günümüzde referans olarak kullanırlar.

Alevilerin dünyasında asla kabul görmeyecek olan laiklik karşıtı Diyanet’in imajını bir nebze olsun düzeltmek için, şimdi cemevlerine “ilk ziyaretler” düzenlerler. Aleviler arasında gri pasaport verdikleri dedeler ve kendi kontrollerine aldıkları bir kaç ‘Cemevi’nde iç ve dış asimilasyonu devreye sokmak için, medyatik resimler eşliğinde “biz aynıyız” mesajı verirler.

Ama Alevilerin hak ve eşitlik taleplerini, laiklik, hukuksal ve demokratik zeminlerde ve TBMM’nde ele alınmaz. Zor ve asimilasyon ile devletin asla görevi olmayan hukuk ve laiklik dışı dinsel tanımlamayı tercih ederler. Oysa Aleviler devlet ile TBMM ile hukuksal ve demokratik çözüm zeminlerinde buluşmak ister. Bunun da muhattapları bellidir. Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıfları Federasyonu, Hacı Bektaşi Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Denekleri, Alevi Kültür Dernekleri ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonudur. Çünkü Alevileri ve Aleviliği temsil gücü olan bu kurumlardır.

Kaynak: Turan Eser – BirGün