Hangi Alevi, müftü duasıyla lokma pay etti? Dersim halkı hesap sormalı

0
1265

Dersim’de kayyum belediyesi, müftülük ve Dersim cemevi yöneticilerinin  cemevinde ortak Aşure lokması pişirmesine HDP’nin Alevi vekilleri ve HDP MYK Üyesi Çilem Küçükkeleş tepki gösterdi. 

Yass-ı Muharrem ayında tutulan oruçların ardından Aşure lokması canlara dağıtılırken, Dersim’de Tunceli Valiliği, kayyum belediyesi, müftülük ve cemevinin ortaklaşa düzenlediği “Aşure, Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerini anma” programına HDP Milletvekileri Kemal Bülbü, Zeynel Özen ve HDP MYK üyesi Çilem Küçükkeleş tepki gösterdi.

HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, “Hem topluma hem inanca kutsal değerlerimize Düzgün Baba’ya ve Dersim’in tüm kutsallarına yapılan zulümdür” diyerek, “Cemevi başkanı temsilcisi ya da dede olduğu söylenen kişi gidip kayyumla, vali ile ve müftü ile neyin ibadetini yapıyor? O vali Buğday Meydanı’nda Seyit Rıza dara çekilirken ellini arkasına bağlayıp sigarasını üfleyerek içen valinin müdavimidir. Müftüdür ki Muaviye soylu iktidarın, inancının temsilciliğini yapandır” ifadelerini kullandı.

“EDEPSİZLİK VE ERKANSIZLIK VAR”

Bülbül şöyle devam etti:

“Bir hakikati teslim etmek zorundayız. Dersim’de inancımıza kutsal değerlerimize zulüm ediliyor. İnancımız, kutsal değerlerimiz ırkçılığın, gericiliğin ayağına paspas yapılıyor. Bu konuda Dersim toplumu ve halkı gitmeli cemevinde cemevi yetkilisine ve sorumlusuna şunu sormalıdır: Hangi yetki ile hangi hakla sen bunu yapıyorsun. İmam Hüseyin aşkına hesap sormalıdır. Hesap sorma biçimi edep ile erkanla olur. Edepsizlik ve erkansızlık var burada. Hangi Alevi dedesi gidip müftünün sofrasında 12 imam aşkına İmam Hüseyin aşkına yapılan Yass-ı Kerbela lokmasını pay etmiş. Hangi Alevi, müftünün verdiği dua ile lokmasını dağıtmış. Kaldı ki biz Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kabul etmiyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın temsilcisi gelip yolumuzu erkanımızı yürütemez. Mihman olarak gelebilir. Lokmamızı da sunarız, mihman Ali’dir hoş sefa gelirler. Mihmanlık başka bir şey, gelip bir şeyin başına konmak egemen olmak kendisi yürütüyormuş gibi, güya Dersim’e adalet ve huzur getiriyormuş gibi gözükmek ve davranmak başka bir şey. Bu külliyen yalancılık, sahtekarlık ve Yezid’e biat etmektir. Bu Muaviye soylu iktidarın borusunu çalmaktır. Ayıptır, yazıktır, günahtır” diye konuştu.

“AŞURE LOKMASI VERMELERİ SAMİMİYETSİZLİĞİN BELGESİDİR”

Dersim’de cemevinin il müftüsü ve kayyım belediye ile aşure dağıtmasının takiyye yapmak olduğuna dikkat çeken HDP’nin İstanbul Milletvekili Zeynel Özen de “Alevi asker cenazeleri geldiğinde ne mülki amirler ne askeri yetkililer cemevine geliyor. Ne yaman çelişki. Cemevini inanç merkezi olarak kabul etmezsin, orayı yok sayarsın ama asimile etmek için cemevine gider aşure lokması verirsin. Bizim dedelerimiz, pirlerimiz, mürşitlerimiz hiçbir zaman için haram sofrada oturmamışlar, haram sofrada yemek yememişler. Bu üçlünün gelip de Alevilerin inanç merkezinde aşure lokması vermeleri gerçekten de iki yüzlülüktür, yalancılıktır, samimiyetsizliğin belgesidir. Bunların yaptığı utanç vericidir her toplumda Hüseyinler de olur Yezid de olur” şeklinde konuştu.

“Hırsızın malından Aşure olmaz. Yapılan lokma razılıkla olacak ki Aşuresi de razılıkla olsun” ifadelerini kullanan HDP MYK üyesi Çilem Küçükkeleş ise “Dersim halkı başka bir belediye başkanı seçti, başka bir yol ve başka bir siyaset istedi. Buna el konuldu. Bu da bir çeşit hırsızlıktır. Doğal olarak da bugün o Aşureyi pişirecek olanlar da cezaevinde. Hakkına el koyup ve onun yerine Aşure pişirmek haksızlıktı ” dedi.

“KENDİNİ ATEŞE ATAN PİRLERİ ATEŞTEN ALMA ZAMANI”

Küçükkeleş şunlara vurgu yaptı:

“Asıl dikkat çekici mesele şudur: Yeni bir gelenek başladı. Yeni bir AKP yaklaşımı. Bütün farklılıkları yani sadece Alevilere yönelik de değil. Aşurelerini pişirir, birkaç torba çimento verir, cemevinin çatısını onarır. Kimi yerde protokol imzalayıp paralar verirler. Ama şunu da asla kabul etmiyorlar: Alevilik yoktur bu ülkede. Alevilik yoksa nasıl Aşuresini pişiriyor, nasıl cemevine yardım ediyorsunuz? Doğal olarak da bu şekliyle toplumsal bir kirliliğe yol açan bir yönteme dönüşüyor. Bu toplum Diyanet kaldırılsın diyor. Bu toplumun dedesi de Diyanet işlerinde görevli yetkili bir ile biraraya gelip Aşure pişirmeye çalışıyor. Bu toplum demokratik bir siyaset olsun, insan hak ve ihlalleri bu ülkede son bulsun, savaş dursun barış olsun derken, bu savaşın temsilcileri bir şekilde Aşurelerin başına geçiyor. Bu topraklarda çok kanımız döküldü. Verilen paralar, arsalar, pişirilen Aşureler lokmalarımıza katılıp, bizimle birlikte oruç açmalar… Bu kan parasını bu kana karşılık alıyorsa bazı yetkililer, bazı cemevi başkanları bunun rızalığını toplumdan alsınlar. Çünkü biz dökülen kanımızın parasını değil tam tersi bu ülkede yüzleşilsin ve birarada yaşanılsın. Yani toplumumuzun talebi bu. Toplumumuz adına öncülük yaptığını iddia edenler çok faklı şeyler yapıyorlar.  Bu talibin şöyle bir görevi vardır. Talip ayık ise pirini ateşten alır derler. Bazı pirler kendini gerçekten ateşe atmış, onları şimdi ateşten alma zamanı” diye konuştu.

Mustafa YÜKSEL/Suay ABAK

DERSİM